Tarih boyunca birçok buluş, üretim biçimlerinde sıçramaya neden olmuştur. Buharlı makinelerin bulunmasıyla başlayan bu uzun yolculuk, bugün belki de o zamanlarda hayal bile edilemeyecek noktalara gelmek üzere.  Endüstri 4.0’dan söz etmemiz de bunun habercisi. Bu değişimlerin özünde Çin ile rekabetin yatması bir yana, bunu mümkün kılacak birçok teknolojik gelişme yaşanmakta. Robotlarla işbirliği yapmamızın mümkün hale gelmesi, 3D yazıcılarla parça üretilebilmesi ve pil maliyetlerinin düşmesi, ARK danışmanlığa göre 2019 yılının en önemli gelişmelerinden ve büyük yatırım potansiyeli taşıyorlar.

Hatırlatmakta fayda var, tüm bu ilerlemeler aslında belki de henüz tahmin bile edemediğimiz başka inovasyonlara yol açacağı için iyi birer yatırım fırsatı olarak değerlendiriliyorlar. Yıkıcı inovasyonlarla ilgili insanlığı heyecanlandıran en önemli faktör de bu.

Cobots: İşbirlikçi Robotlar

Günümüzde robotlarla insanların birlikte çalışması mümkün hale geldi. Bu hem insanlara farklı alanlarda yeni işler yaratıyor hem de hali hazırda yapılan işlerin daha iyi ve hızlı yapılmasını sağlıyor. İngilizce “Collaborative Robots” denilen bu robotlar “cobots” olarak da adlandırılıyor.

Bu robotların geleneksel endüstriyel robotlardan farkı, maliyetlerinin daha düşük olması ve derin öğrenmeye uyumlanabilmeleri.

Geleneksel endüstriyel robotlar, ISO 8373:2012 tarafından şöyle tanımlanıyor; “endüstriyel otomasyon uygulamalarında kullanım için sabitlenmiş ya da hareketli, üç veya daha fazla eksende programlanabilen otomatik kontrollü, yeniden programlanabilir, çok amaçlı bir manipülatör”. Bu konuda daha fazla bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz. Cobot’lar ise birçok farklı görevi öğrenme kapasitesine sahip, insanlarla birlikte çalışmak için tasarlanmış robotlardır.

Robotların maliyetlerinin düşmesiyle günümüzde robotlara olan talep de artıyor. ARK verilerine göre, 1995’de birim maliyet 133 bin dolar civarındayken, 2017’de 27 bin dolar civarına düşmüştür. 99 yılında talep 100 bin birim civarındayken, 2017 yılında 500 bin birim civarına ulaşmıştır. Robotlar, maliyetler yüksekken yalnızca büyük hacimde üretim yapan fabrikalar için iyi bir yatırımdı, fakat maliyetlerin düşmesiyle az sayıda üretim yapan fabrikalar da robotlara yatırım yapabilmeye başladılar.

Aşağıda endüstrilere göre robot kullanımını görebilirsiniz.

ARK investment management 2018

ARK bir süre sonra tüm robotların, cobot olacağına inanıyor ve 2025 yılında 2,5 milyondan fazla cobot’un kullanılacağını tahmin ediyor.

3D Yazıcılarla Parça Üretimi

Online 3D baskı hizmetleri veren Sculpteo adlı şirket kullanıcıları arasında bir anket gerçekleştirmiş. Aşağıda görsel sonuçlarını da görebileceğiniz ankette, profesyonellerin 3D baskı teknolojisini;

  • Prototip üretimi
  • Üretim
  • Konsept doğrulama
  • Örnek üretimi
  • Sanat
  • Eğitim
  • Hobi alanlarında kullandıklarını ortaya koymuş.

Görsel kaynak

 

Bu profesyonellere göre, 3D baskının faydaları;

  • Kompleks şekilleri rahatlıkla basabilmesi
  • Kısa zamanda işlemi gerçekleştirmesi
  • Maliyetleri düşürmesi
  • Küçük miktarda üretim yapılabilmesi gibi konularda olduğu söylenmiş.

 

Görsel kaynak

ARK’a göre 3D baskı teknolojisini iyi bir yatırım aracı yapan özellikleri ise;

  • Tasarımdan üretime kadar olan süreci kısaltması
  • Odağın tasarıma kayması
  • Ürünleri daha az atıkla üretmesi
  • Radikal tasarımların üretilmesini mümkün kılması
  • Üretimin maliyetini önemli oranda düşürmesi,
  • Makine öğrenimine uygun tasarımlar üretebilmesi olarak belirlemiş.

Günümüzde 3D baskı yoğunlukla prototip üretmek için kullanılsa da ARK danışmanlık yakın zamanda son ürün parça üretimi konusunda bir atılım olmasını bekliyor. Prototip üretiminin pazar hacmi yalnızca 12.5 milyar dolar, halbuki parça üretimi dendiğinde 460 milyar dolarlık bir pazardan söz ediyoruz. 3D baskı henüz bu pazarın sadece %1’ine değebilmiş durumda. Üstelik bu teknoloji uzayda da kullanılabilir. Yani uzayda çalışma yapan astronotlar, gereken ekipmanı kendileri üretebilir hale gelecekler, üstelik düşük bir maliyetle.

ARK’ın yaptığı araştırmalar, 2023 yılına kadar 3D baskı pazarının 94 milyar dolara kadar genişleyebileceğini öngörüyor.

Pil Maliyetlerinin Düşmesi

Elektrikli araçların çoğalması, bu araçlarda kullanılan lityum-iyon bazlı pillerin maliyetlerinin de düşmesine neden oluyor. ARK’a göre elektrikli araçların satışının 2018 yılında 1.3 milyondan, 2023 yılında 26 milyona çıkması bekleniyor.

Pil maliyetlerinin düşmesi, pillerin başka birçok alanda da talep yaratmasına neden oluyor. Örneğin enerjinin depolanabilmesiyle daha zararsız enerji kaynaklarının kullanımı artabilecek. Ayrıca elektrikli scooter gibi mikromobilite araçlarının da yaygınlaşması bekleniyor.

İlginç olansa şu, elektrikli araçlara talebin artması, pillerin maliyetini düşürüyor, pillerin maliyetinin düşmesi ise elektrikli araç kullanımını diğer fosil yakıt kullanan araçlardan daha ekonomik hale getiriyor. Bu nedenle elektrikli araçlara olan talep daha da artıyor. Sadece arabaların değil, fosil yakıtlarla çalışan tüm araçların elektrikle de çalışabileceğini düşünürsek, piller için çok daha fazla kullanım alanı ortaya çıkabilir.

ARK’a göre, enerji depolama sektöründe market hacmi 800 milyar dolar civarında. Bu da pillerin hiç de küçümsenmeyecek birer yatırım araçları olabileceğini gösteriyor.

Lityum iyon bazlı pillerin nasıl çalıştığını merak ediyorsanız, bu videoyu izleyebilirsiniz.

 

Bu yazıda, üretim alanında yıkıcı inovasyon sayılabilecek 3 konudan söz ettik. İşbirlikçi robotlar ve 3D baskı teknikleri üretimde çığır açabilecek kapasiteye sahipken, lityum iyon bazlı pillerin maliyetlerinin düşmesi birçok alanda yeni ürünlerin çıkmasına ve özellikle ulaşım araçlarının elektriklileşmesine neden olabilecek potansiyeli taşıyor.

Yazı dizisi boyunca yıkıcı inovasyonların ciddi yatırım potansiyeli taşıdığını anlatmaya çalıştık ve detaylı örnekler inceledik. Örnekler ARK danışmanlığın yayınladığı rapora göre, 2019’un en önemli yıkıcı inovasyonları. Gelişmelerin hızına bakılırsa, 2020 yılında bu inovasyonların beklendiği kadar verimli olup olmayacağını görmeye başlayacağız ve belki de bu gelişmelerin neden olduğu bambaşka konulardan söz edeceğiz. Sözünü ettiğimiz gelişmeler, sadece dünyada değil, ülkemizde de takip ediliyor. Genlerle ilgili Boğaziçi Üniversitesi’nin yaptığı araştırmalar, yapay zeka ile ilgili kurulan Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi bu ilginin bir kısmı. Her zaman söylediğim gibi, gelişmelerin hızına ayak uyduramayan şirket ve ülkeleri büyük tehlikeler bekliyor, fakat zamanı doğru okuyup doğru yere yatırım yapanlar için gelecek fazlaca umut vaadediyor.