Teknolojinin gelişmesiyle her gün yeni bir cihazla ve araçla karşılaşıyoruz. Drone ya da diğer adıyla insansız hava araçları (İHA) da bunlardan biri. Eskiden bilimkurgu filmlerini bir parçası olan dronelar artık günlük yaşamımızın bir parçası. Droneları aslında uzaktan kumandalı arabaların bir üst ve uçan sürümü gibi düşünebilirsiniz. Uzaktan kumandayı kullanın, havalanın ve maceraya atılın. Dronelar sayesinde insanın giremeyeceği mağaraları keşfedebilir ya da akarsu kaynaklarını görebilirsiniz.

Dronelar Nasıl Çalışır?

Günümüzde hobi amacıyla kullanılan dronelar aslında bir tür dört pervaneli insansız hava aracı (quatcopter). Çok motorlu helikopterler olarak bilinen bu araçlar, dört motorla çalışıyor. Bu araçlar iki adet saat yönünde dönen ve iki adet saat yönünün tersine dönen motora sahip. Farklı dönüş yönleri, yeterli ivmeyi yaratarak aracın havalanmasına yardımcı oluyor.

Drone ise bu araçların biraz daha gelişmiş formu. İnsansız hava aracı (İHA) olarak bilinen dronelar, yazılım tarafından kontrol edilen gömülü entegre sistemlere sahip. Bu sistemler, dahili sensörler ve GPS sistemiyle birlikte çalışıyor. Uzaktan kumanda edilen drone, kumanda cihazından verilen komutlara göre üç eksende (±x, ±y, ±z) de hareket edebiliyor.

Ancak askeri sistemlerde ve diğer uygulamalarda kullanılan insansız hava araçları farklı yapılara sahip olabiliyor. Tek pervaneli olabileceği gibi iki ya da daha fazla pervaneli dronelar da kullanılabiliyor. Özellikle yük taşıma senaryolarında farklı drone tasarımları uygulanabiliyor.

Dronelar Nasıl Sınıflandırılıyor?

Aslında drone sınıflandırması için herhangi bir standart yok. En azından şimdilik. Sınıflandırma işlemi uygulama alanlarına göre yapılabiliyor. Günümüzde askeri uygulamaların yanı sıra ticari uygulamalar ve hobi amaçlı uygulamalar da var. Uygulama farklılıklarına göre droneların menzili, taşıyabileceği toplam yükü ve araç ağırlığı değişkenlik gösteriyor. Yani taşıma ve kurtarma operasyonlarında daha büyük olan modeller tercih edilirken hobi amaçlı ya da görüntüleme amaçlı kullanılanlar daha küçük ve uygun fiyatlı modeller oluyor.

Droneların en çok kullanıldığı alan fotoğraf ve video çekim işleri. Havadan çekim yapmaya izin veren bu araçlar, belirli bir bölgenin tepeden görüntülenmesine izin veriyor. Bunun yanı sıra emlak sektörü de droneları kullanmaya başladı. Emlakçılar, gösterecekleri evin ya da arsanın etkileyici hava fotoğraflarını çekebiliyor.

Tarım alanında da bu araçlardan faydalanmak mümkün. Sulama sisteminde yaşanan sorunlar ya da tarım ürünlerinin haşereler tarafından istila edilmesi dronelar sayesinde kolaylıkla takip edilebiliyor. Ayrıca bu araçlar, felaket anında ya da acil durumlarda insanlara yardım, erzak ve malzeme ulaştırmak için kullanılabiliyor.

En büyük dronelar arasında yer alan NASA Global Hawk

 

Dronelar İlk Olarak Ne Zaman Ortaya Çıktı?

İlk fikir, 1849 yılında Venedik’in bağımsızlık savaşı sırasında doğdu. Ancak ilerleyen zamanlarda ihtiyaçların değişmesi ve teknolojinin gelişmesiyle insansız hava aracı uygulamaları da gelişti. İlk drone saldırısı ise 1944 yılında İkinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleştirildi.

1944 yılında görev için hazırlanan TDR-1

İlk ticari kullanım ise 2006 yılına dayanıyor. 2006 yılında Amerika ile Meksika sınırında insansız hava araçları görülmeye başlandı. 2012 yılına geldiğimizde ise insansız hava araçları, insanların hobileri için özelleşmeye ve yaygınlaşmaya başladı.

Dominos ve drone şirketi Flirtey güçlerini birleştirerek ilk pizza teslimatını gerçekleştirdi.

Ticari olarak kullanımın yaygınlaşmasından sonra 2016 yılında ilk pizza teslimatı gerçekleştirildi. Aslında bu uygulama gelecek için umut vaat ediyor. Ayrıca futbol maçlarında ya da kalabalık etkinlerde internet ve mobil servis sorununu çözmek için de bu araçlar kullanılıyor. Taşınabilir baz istasyonu birimi eklenen dronelar, etkinlik alanında dolaşarak katılımcılara ihtiyaç duydukları mobil şebekeyi sunuyor.

Ancak her yenilikte olduğu gibi bu yenilikte birçok sorunla geldi. Bu sorunlardan en önemlisi hava güvenliğiyle ilgili. İnsansız hava araçlarını hobi amaçlı kullanan kişilerin çoğu, uluslararası havacılık kurallarını bilmemesi. Bu eksiklik de hava trafiğini tehlikeye sokuyor. İnsansız hava araçlarının yaygınlaşması, bu araçlara özel kanunların geliştirilmesine neden oldu. Ayrıca anti-drone teknolojileri de test ediliyor.

Anti-Drone Teknolojileri

Droneların kullanımın yaygınlaşması, bu uçan araçlara karşı alınan önlemleri de sıkılaştırdı. Öncelikle bu eğlenceli ama bir o kadar da tehlikeli araçların ne gibi sorunlar yaratabileceğine bakalım.

Londra Gatwick Havalimanı Olayları

Noel tatilinin hemen öncesinde, 19-21 Aralık 2018 tarihleri arasında Londra Gatwick Havalimanı tarihinin en büyük saldırılarından biriyle karşı karşıya kaldı. Tahmin ettiğinizin aksine bu olay terör saldırısı değil. Drone saldırısı.

19 Aralık günü havalimanına sadece 1km uzaklıkta gökyüzünde bir drone görüldü. Bu drone, yaklaşık 1.000 uçuşu etkiledi. İniş yapacak uçaklar başka havalimanlarına yönlendirilirken kalkış yapacak uçaklar için kalkış izinleri çıkmadı. Bu olaydan toplamda 140.000 yolcu etkilendi.

Olayın ardından Gatwick Havalimanı yetkilileri droneların İngiltere havacılık sektörünün bir sorunu olduğunu açıkladı. Yaşanan bu olay, siyasileri ve politika yapıcıları da harekete geçirdi. Havalimanında yaşanan bu olaylar, drone kullanımı ile ilgili acil önlemler alınması gerektiğini ortaya koydu.

Newark Havalimanı

24 Ocak 2019 tarihinde ise Newak havalimanı yakınlarda iki pilotun drone görmesi nedeniyle havalimanı kapatıldı. Yaklaşık 40 uçuş gecikirken iniş yapmaya hazırlanan uçuklar ise havada tur atmak zorunda kaldı. Amerikan Ulusal Havacılık Kurumuna göre Amerika’nın farklı eyaletlerinde bulunan havalimanlarında her ay 100 olay bildiriliyor.

Bu rakamlar drone kullanımının havacılık sektöründe yarattığı etkileri gözler önüne seriyor. Peki bu konuda ne gibi önlemler alınıyor? Anti-drone teknolojileri havalimanlarına yaşanan olayları engelleyebilir mi?

Dronesavar Uygulamaları

Dronesavar uygulamalarının çoğu askeri seviyede. Drone avcıları olarak bilinen bu cihazlar, insansız hava aracının gönderdiği ve aldığı sinyalleri engelliyor. Radyo, GPS ve ISM sinyalleri engellenen drone ya kullanıcısına geri dönüyor ya da inmek zorunda kalıyor. En yaygın kullanılan dronesavarlar ise DroneDefender, SkyFence ve DroneGun. Diğer bir seçenek olan SkyWall 100 ise ağ fırlatarak droneların düşmesini sağlıyor.

DroneDefender nasıl çalışıyor?

 

Delft Dyanmics tarafından geliştirilen DroneCatcher ise potansiyel tehdit olarak görülen droneların yakalanması için dost dronelar kullanılıyor. Bu teknoloji, adeta havada yaşanan bir polis kovalamacası gibi.

Delft Dynamics DroneCatcher

 

Dronelarla Seyahat Mümkün Mü?

Dronelar her geçen gün geliştirilerek yeni uygulama alanları sunuluyor. Bunlardan biri de tek kişilik insan taşıyan dronelar. Bu teknoloji yaygınlaştıkça trafik kuralları gibi vatandaşların uyması gereken hava trafik kuralları da ortaya çıkacak. Gerekli düzenlemelerin yapılması, droneların yakın gelecekte arabaların yerini almasına neden olabilir.

İnsan taşıyan drone örnekleri

Kısacası dronelar hayatımızda önemli bir yer tutmaya devam edecek. Gelecekte herkesin araba yerine kendi özel drone taşıma aracı olabilir. Belki de tüm kargo ve lojistik ağı drone teknolojisiyle sağlanır. Gelecekte bizi neyin beklediğinden emin olamasak da kesin olan tek şey, bu alandaki uygulamaların artarak devam edeceği.